AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili aday adayı Dr. Mahmut Münir Güzel, Japonya, Güney Kore ve Çin liderlerinin üçlü zirve ile bölgedeki sorunları bir kenara bırakıp kapsamlı bir çözüm tercihine odaklanacağını belirterek, "Küresel ekonominin yüzde 23'ünü kontrol eden bu ülkeler ile ilişkilerimizin üst düzeye çıkarılıp, ekonomi politikaları arasında çok sıkı bir koordinasyonun sağlanması gerekmektedir" dedi.
MÜSİAD Japonya Başkanı, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Asya Pasifik Yönetim Kurulu Üyesi ve AK Parti İstanbul 3. Bölge Milletvekili aday adayı Dr. Mahmut Münir Güzel, Japonya'nın başkenti Tokyo'da Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ve Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Keqiang'ın gerçekleştirdiği üçlü zirveyi değerlendirdi. Güzel yaptığı açıklamada, "Kuzey Kore'nin füze programını askıya alması ve nükleer tesislerini kapatacağını duyurması bölgedeki genel gerginliği düşürdü. Üç ülkenin tarihten kalan ve son yıllarda artan bölgedeki adalardaki egemenlik sorunlarını bırakarak üçlü zirve gerçekleştirmesi, Asya'da refah ve huzur alanı oluşturulması için çok önemli bir adım. Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ve Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Li Keqiang bu yıl içindeki Japonya'ya ilk ziyaretlerinde Çin ile Japonya arasındaki dostluk anlaşmasının imzalanmasının 40. yıl dönümü kutlanacak. Görüşmelerde Kore Yarımadası'nın nükleer silahlanmasına yönelik üç taraflı işbirliği konusunda ortak bir bildiri ve Japonya, Çin ve Güney Kore arasındaki sorunların ortadan kalkması için yeni bir yol haritası sunulacağını, böylelikle işbirliklerinin derinleşerek hızını artıracağını düşünüyorum" dedi.
Dr. Mahmut Münir Güzel, Çin, Japonya ve Güney Kore'nin gayri safi milli hasılatları toplamının 23 trilyon doları civarında olduğunu ve üç ülkenin toplam ticaret hacminin 2 trilyon doları aştığını ifade ederek, "Bu sebeple bölgedeki sorunları bir kenara bırakıp üç ülke kapsamlı bir çözüm tercihine odaklanacak. Japonya, Çin ve Güney Kore'nin bölge dışı bloklara karşı daha büyük bir rekabet gücüne sahip olarak, politik alanda daha etkili olmak istemeleri birbirleri ile çatışmaları yerine güçlerini bir araya getirerek potansiyellerini artırmasını tetikliyor. Böylelikle Küresel ekonomik kriz ve durgunluğa rağmen Uzak Doğu dünya ekonomisinin lokomotifine dönüşme potansiyeli ortaya çıkıyor. Türkiye olarak üretim kapasitelerini genişleterek verimliliği arttırmak ve bunun neticesinde de toplumsal refah düzeyini yükseltmek için küresel ekonominin yüzde 23'ünü kontrol eden bu ülkeler ile ilişkilerimizin üst düzeye çıkarılıp, ekonomi politikaları arasında çok sıkı bir koordinasyonun sağlanması gerekmektedir" diye konuştu.
