DEM Partili diye herkes onu kürt sanıyordu: Sırrı Süreyya Önder aslen nereli ve kökeni ne?

DEM Partili diye herkes onu kürt sanıyordu: Sırrı Süreyya Önder aslen nereli ve kökeni ne? İşte merak edilen o cevaplar...

Sırrı Süreyya Önder kalp krizi geçirince hayatı merak konusu oldu. 62 yaşında olan Sırrı Süreyya Önder bugüne kadar sadece bir kez evlendi ama bu evlilik sürmedi. Sırrı Süreyya Önder'in ilk ve son eşi olan Halide Tülay'dan Ceren isminde bir kızı var. Sırrı Süreyya Önder DEM Parti milletvekili olduğu için herkes onu Kürt kökenli sanıyor. Ama bakın aslen nereli ve kökeni ne?

Sırrı Süreyya Önder, 1962 yılında Adıyaman ilinin merkez ilçesinde dünyaya geldi. DEM Milletvekili olarak tanınan Sırrı Süreyya Önder, Kürt kökenli sanılsa da aslında Türkmen bir ailenin çocuğu.

Affederseniz Türküm
2014'teki Çankaya resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Sırrı Süreyya Önder'e "Siz nerelisiniz?" diye sorunca Önder, "Adıyamanlıyım, Çok afedersiniz Türküm, tedavi oluyorum" yanıtını vermişti.

Sırrı Süreyya Önder'in Türkmen olan babası berberdi ve 1960'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi'nin Adıyaman kurucusu ve il başkanıydı. Sekiz yaşındayken babası sirozdan ölen Sırrı Süreyya Önder, annesi ve dört kardeşi ile zorlu bir hayat mücadelesi verdi.

Risale'i Nur dersleri almış
Sırrı Süreyya Önder, kendi anlatımıyla 1962'de kentteki birkaç sosyalist aileden birinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası, TİP Adıyaman örgütünün kurucularındandı. Dayısı ise Said-i Nursi'nin talebesiydi. 8 yaşındayken babası öldüğünde Risale-i Nur derslerine gitti.

Lisede cezaevine girdi
Anlattığına göre, orta öğretim yıllarında, babasından kalan bazı edebiyat kitaplarını bulup okumaya başlamasıyla sosyalist fikirlere yöneldi.
Gençliğinde devrimci, sosyalist gruplar içinde yer aldı. 1978 yılında Adıyaman Lisesi'nde öğrenciyken Maraş Katliamı'nı protesto için düzenlenen gösteriye katıldığı için tutuklandı. Bu ilk tutuklanması olacaktı. Liseyi bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanıp başkentin yolunu tuttu. Burada devrimci siyaset içinde yer almaya devam etti. 12 Eylül darbesi olduğunda, 18 yaşındaydı.
19 yaşında siyasi çalışmalarından dolayı gözaltına alındı ve Mamak Cezaevi'ne gönderildi. 7 yıl hapis yattı.

Kamyon şöförlüğü yaptı
Cezaevinden sonra değişmiş bir Türkiye'de dışarı çıktı. İstanbul'a giderek kamyon şoförlüğü dahil çeşitli işlerde çalıştı. Bir dönem yurtdışında da çalıştı. 8 yaşında babasını kaybettikten sonra kentin tek fotoğrafçısında çırak olarak çalışmaya başlaması, fotoğrafçılık ve dolaylı olarak sinemaya adım atmasını sağlamıştı. Sinemaya, okumaya, yazmaya ilgisi hep büyüktü. Cezaevi sonrasındaki döneminde de bir yandan farklı işlerde çalışırken bir yandan ise sinema ve yazarlığa ilgisini sürdürdü. Bu dönemde edebi metinler kaleme aldı. Barış Pirhasan'ın senaryo kursuna katıldıktan sonra senaryo yazarlığına yoğunlaştı. 2006'da "Beynelmilel" filminin senaryosunu yazdı ve ortak yönetmenlerinden oldu. Önder'in hayatından da esintiler taşıyan ve kendisinin de küçük bir rolde oynadığı film, farklı festivallerde beğeni kazandı. Bunu 2008'deki "O… Çocukları" filminin senaryosu izledi. "Sis ve Gece", "Ada: Zombilerin Düğünü", "Ejder Kapanı", "Mar" ve "Yer altı" filmlerinde de oyuncu olarak yer aldı.

Farklı bir solcu, sağcısı da seviyor
ürkiye kamuoyu artık onun adını duymaya başlamıştı. 2010'da Birgün, daha sonra Radikal gazetesinde yazdığı köşe yazıları ile de ününü artırdı. Önder, farklı bir solcu profili çiziyordu. İslamcı-muhafazakâr kesimle de diyalog geliştirebilen biriydi. Bu kesimin TV'lerine çıkıyor, gazetelerine röportaj veriyordu. Özellikle Ülke TV'de yayımlanan "Meksika Sınırı" programında konuk ve Kanal 24'teki "Kafa Dengi" programında programcı olarak performansı, muhafazakâr çevrelerde de dikkat çekmesi açısından önemli oldu.

Siyasete girişi
2011'de ise hayatı parlamenter siyasete doğru evrildi. Önder, o yıl yapılan genel seçimlerde Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku'nun bağımsız adayı olarak İstanbul milletvekili seçildi. Sonrasında da HDP ve son olarak DEM'den vekil oldu.
Sırrı Süreyya Önder, Türkiye'de 2013-2015 arasındaki "çözüm süreci" olarak adlandırılan dönemin en önemli isimlerden biriydi. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın hapis yattığı İmralı Cezaevi'ne ve Kandil Dağı'na giden ekipler içinde yer aldı. Çözüm süreci sonlanınca hapse giren Sırrı Süreyya Önder, 2025 yılında Bahçeli'nin başlattığı yeni çözüm sürecinde de yine başrolde.